Şeker Hastalarında Önemli Bir Sağlık Sorunu
Diyabetik Ayak
Toplumda Şeker hastalığı olarak bilinen Diyabet; birtakım sağlık sorun ve sorumluluklarını beraberinde getiren , yaşam boyu süren önemli bir hastalıktır. Şeker hastalarının ayaklarında değişik biçimlerde ortaya çıkan lezyon ve yaralar olarak tanımlanabilen Diyabetik ayak ; diyabetin en ciddi ve en ağır istenmeyen komplikasyonlarından biridir.
Diyabetes Mellitus tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de genel bir sağlık sorunudur . Diyabetin toplumda görülme sıklığı arttıkça diyabetik ayak hastalığının sıklığı ve önemi giderek artmaktadır. Diyabetik ayak problemlerinin en önemli sonucu ayak ülseri sonrası dolaşım bozukluğu, iyileşmeyen yara ve ampütasyonlardır. Diyabetik hastaların hayatları boyunca %12–15 oranında ayak ülseri gelişme riski vardır . . Diyabetik ayak ülserleri morbidite artışına, hayat kalitesinin bozulmasına, yüksek tedavi maliyetlerine ve yüksek oranda alt ekstremite ampütasyonlarına neden olurlar. Non-travmatik ayak ampütasyonlarının %40–60’ı diyabetiklere yapılmaktadır . Her yıl Amerika Birleşik Devletleri’nde 82.000 diyabetik ayak ampütasyonu yapılmaktadır ve bu ampütasyonlar çoğunlukla yaşlı diyabetik popülasyonda uygulanmaktadır. Ayak ülserli bir hastanın ortalama hastanede kalış süresi ülseri olmayan diyabetiklerden en az %50 daha uzundur. Diyabetik ayak ülserlerinin uygun şekilde değerlendirilmesi ile enfeksiyona bağlı morbidite, hastaneye yatış, hastanede kalış süresi ve major ekstremite ampütasyonu oranları azaltılabilmektedir
Diyabetli kişilerin yaklaşık %50’si tüm yaşamları boyunca, ayaklarında ciddi sağlık problemleri oluşturan ve hayatı tehdit edebilen diyabetik ayak gelişme riski altındadır. Bu nedenle hem tıbbi, hem sosyal, hem de ekonomik açıdan diyabette yaşanan ayak sorunları oldukça önemlidir.
Kan şekeriniz eğer çok yüksek ve düzensiz seyrediyorsa ayaklarda problemler yaşanmaya başlanır. Bunun nedeni damarlarda oluşan kan dolaşımı bozukluğudur. Bu dolaşım bozukluğu sonucunda damarlarda tahribat başlar. Yeterli kan ulaşamayan bu ayaklarda ,yeterli bakım ve özende gösterilmiyorsa işlev bozuklukları ile birlikte doku kayıpları meydana gelebilir.
Damar harabiyeti yanısıra aynı zamanda kan şekeri yüksekliği devam eden olgularda , ayaklardaki sinirlerde hasar oluşabilir ve bu kişilerin sinirlerindeki değişik seviyelerdeki hasara bağlı olarak ayak ve parmak uçlarında his kaybı meydana gelebilir. Bu his azalması ve değişik derecelerde kaybolması nedeniyle; basınç, ağrı, kesik, yanık ve yaralanmalar hissedilmeyebilir. Hissizliğe bağlı olarak farkındalık olmadan gelişen kesik, yanık ve yaralanmalara bağlı zaten şeker hastalığı nedeniyle yeteri kadar beslanmesi olmayan ayaklarda diyabetik ayak ülserleri dediğimiz kapanması ve iyileşmesi oldukça güç olan tipik ayak yaraları ortaya çıkar. Ayrıca diyabetik olgularda mikroplar daha kolay enfeksiyon oluşturmakta ve bu ortamda daha kolay çoğalabilmektedir. Mikroorganizmalar bağlı gelişen ayaktaki enfeksiyonlar , deri bütünlüğünü bozarak değişik büyüklük ve derinlikte yaraların oluşumuna yol açar. Bu yaralar çok çabuk iltihaplanarak ciddi sorunlara neden olurlar. Tedavisiz bırakıldığında, gangren ve hatta ileri derecede hasar görmüş beslenmesi ciddi bozulmuş ayağın amputasyonuna kadar gidebilen önemli sağlık problemi gelişebilir. Diyabtik ayaklarda sinir hasarı ile ayak kaslarındada gelişen anatomik bozukluk ve güçsüzlük nedeniyle deride, yumuşak dokuda, kemik ve eklemlerde hasarlar meydana gelebilir. Bu hasarların oluştuğu zaman koşu, futbol, tenis vs. gibi ayağa yük bindirecek, travma yaratacak fiziksel aktivitelerden kaçınmak gerekir.
Diyabetik Ayak Oluşumununda Risk Faktörleri
- Kan şekeri kontrolünün uygun şekilde yapılamaması
- Sigara içiciliği
- Ayağa uygun olmayan , özellikle dar ayakkabı giymek
- Travma oluşumunu kolaylaştıracak şekilde çıplak ayakla evde, bahçe veya deniz kenarında dolaşmak
- Damarlarda dolaşım bozukluğu ve damar tıkanıklığı bulunması
Diyabetiklerde Ayak Damarlarında Tıkanıklık Gelişimi;
Diyabetli hastalarda ateroskleroz özellikle dizin altındaki arterlerde görülmektedir. Oksijen ve besleyici madde yetersizliği daralmış yahut tıkanmış arterlerin beslediği alanlar kolayca yaralanırlar ve zor iyileşirler yada iyileşemezler. Özellikle ayak
parmakları ve topuklar tıkayıcı damar hastalığından en çabuk etkilenen bölgelerdir. Diyabetiklerde Tıkayıcı Ayak Damar Hastalığında ayaklar soğuktur ve ayak nabızları alınamaz. Belli bir mesafe yürümekle baldırda/tüm bacakta ağrılar başlar, durup dinlenmekle geçerler. İlerleyen safhalarda kann akımı daha da azalırsa hasta istirahat anında da ağrı duyar. Hasta ayağını sarkıtmakla ağrının azaldığını bildirebilir. Ayaklardaki kanlanmanın azalması nedeniyle ayaklar soğuktur ve hastalar bu nedenle özellikle geceleri ayaklarını uygun olmayan yollarla ısıtmaya çalışırlar.
Damar hastalığında tedavi yöntemleri:
Damar hastalığının tedavisindeki amaçlar şunlardır:
1. Yürüme ile meydana gelen bacak ağrısının medikla tedavi ile azaltılması veya ortadan kaldırılması
2. Klodikasyon başlayıncaya kadar olan yürüme mesafesinin arttırılarak egzersiz kapasitesinin arttırılması.
3. Ayaklarda açık yara, gangren veya ayak veya bacağın kesilmesine neden olabilecek olan ciddi damar tıkanıklığının cerrahi olarak yapılması.
Ayak damar tıkanıklığının tedavileri arasında yaşam ve beslenme şeklinin değiştirilmesi, düzenli egzersiz, ilaç tedavisi, anjioplasti ve cerrahi tedavi yöntemleri bulunmakta olup hastanın kliniğine göre bu tedavi modaliteleri uygulanmaktadır.
Diyabetik Ayak Bakımında Prensipler;
Diyabetik hastaların eğitimi, diyabetik ayak yarasının önlenebilirliği ve tedavisi açısından en önemli unsurdur. Hastaya verilmesi gereken öneriler şu şekilde özetlenebilir:
- Ayakların ve parmak aralarının her gün kırmızılık, şişlik, kesi ve nasırlar açısından gözlenmesi. Gerekirse ayak tabanını görmek için ayna kullanılması,
- Ayakların her gün ılık su ile yıkanıp, iyice kurulanması, yanıktan korunmak için suyun sıcaklığının kontrol edilmesi, ayakların özellikle parmak aralarının kurulanması, nasırların evde tedavi edilmemesi (ayak polikliniklerinde steril ortamda temizlenmesi), nasır ilacı kullanılmaması,
- Tırnakların düz olarak kesilmesi, derin kesilmemesi, pedikür yaptırılmaması,
- Çıplak ayakla dolaşılmaması, yaralanmaları önlemek için evde sürekli terlik giyilmesi,
- Kolay giyilen, sıkı olmayan, yumuşak derili, kalın tabanlı
ve geniş burunlu dayanıklı ayakkabılar seçilmesi, giyildikten kısa süre sonra ayakların kızarıklık yönünden kontrol edilmesi,
- Ayakkabıları giymeden önce ayakkabının içinde yabancı
cisim olup olmadığının kontrol edilmesi (ayakkabının ters çevrilip silkelenmesi),
- Dikişsiz çorap giyilmesi, ayakları daha kuru tuttuğu için pamuklu veya kışın yünlü çorapların tercih edilmesi,
- Ayakları ısıtmak amacıyla sıcak bir yere kesinlikle dayanmaması,
- Ayakta veya tırnakta mantar enfeksiyonu varsa düzenli
izlenmeli,
- Egzersiz yapılacağı zaman, koşu ve yürüyüş ayakkabıları giyilmesi
- Sandaletler, yüksek topuklu ve sivri burunlu ayakkabıların giyilmemesi önerilir . Bu tür ayakkabılar ayakların aşırı basınç altında kalmasına neden olur ve bu bölgelerde derinin ezilmesine yol açar.
Dolaşım bozukluğuna neden olacağından,bağdaş kurarak veya bacak bacak üst üste atarak uzun süreli oturulmaması
Her gün ayakların alt ,üst, topuk ve parmak kısımlarına dokunarak his kontrolü yapılması
Düzenli ve iyi bir ayak bakımı alışkanlığı kazanılması gereklidir.
Diyabetik Ayakta Acil Doktora Müracatı Gerektiren Durumlar;
Ayak ve tırnakta enfeksiyon düşündüren değişiklikler
Tırnak büyümesinde anormallik,tırnak batmaları.
Nasır oluşumu
Deride çatlaklar, çizilmeler ve travmalar
Ciltte oluÅŸan yaralar ve kesiler
Ayakta renk değişimi (morarma, solukluk,kızarma)
Bölgesel ısı artışı yada azalmasıyla kendini gösteren ısı değişimleri
Daha önce olmayan ağrı ve his kaybı
Ayak yada ayak bileğinde şişlik , şekil ve görünümde değişiklikler