KORONER ARTER HASTALIĞI VE KORONER BYPASS AMELIYATLARI
Başladığından durduğu ana kadar hiç yorulmaksızın çalışmaya devam eder kalbiniz. Ortalama bir insan yaşamı boyunca bir insan kalbi 2.5 milyar kezden fazla atar. O kadar güçlüdür ki, 6 litre kanı dünyanın çevresinin 4.5 katı kadar dolaştırır her vurusunda, tüm vücut boyunca. Çocuklukta 100,000 kilometre olan damar boyu erişkinde 186,000 kilometreye çıkar. Müthiş ve mükemmel bir organ sistemidir kapdamar sistemi. Yaşayan canlı bir organizma gibidir. Kendi emirlerini kendi kendine verir çoğu zaman. Normal kalp vurusu ortalama dakikada 70 dir, damarlarımız içerisindeki basınç ise normalde küçük 60-85 mmHg, büyük 110-145 mmHg dır.
Bilindiği gibi kalp insan yaşamı boyunca hiç durmaksızın çalışan ve yaşamı idame ettirmek için gerekli oksijeni ve diğer gerekli elemanlarını vücuda dağıtan bir pompadır. Kalp durması bilindiği gibi tüm organlarda yaşamsal fonksiyonların geri dönüşsüz olarak durmasına yol açabilir ve ölümle sonuçlanabilir.
Kalbin de tüm organlar gibi kana ihtiyacı vardır. İşte bu kanı kendi kendisine koroner damar ağı adı verilen bir damar sistemi ile pompalar. Ani olarak koroner damarlarda tıkanma ile gelişen kalp kasındaki oksijensiz kalma sonucu doku ölümüdür. Bu durum geri dönüşsüz olarak gerçekleşir. Ancak bu duruma erken müdahale edilmesi olayın sonuçlarının daha az olumsuz olmasına ve yaşamın kurtarılmasına yol açtığı için tüm dünyada sağlık harcamalarının %50sinden fazları bu durum için yapılmaktadır. Kalp-damar hastalıkları dünyada her yıl 17 milyonu aşkın kişinin ölümüne yol açıyor. Ülkemizdeyse, ölüm nedenleri arasında koroner kalp hastalıkları %45 ile ilk sırada bulunuyor En çok ölüm nedeni olması açısından Dünya Saglik Örgütü kalp ve damar hastalıklarını 1 numaralı insanlik düsmanı ilan etmistir.Kalp ve damar hastaliklarini kolaylastiran faktörlere kardiyovasküler risk faktörleri
adi verilir. Kanda kolesterol ve LDL-kolesterolün yüksek olmasi hasta için
risktir ve kolesterol yüksekligi bir kardiyovasküler risk faktörüdür.
HDL-kolesterolün düsük olmasi da bir risktir. Bu riske sahip hastalarda kalp
krizi, felç, damar tikanmasi, böbrek yetmezligi gibi hastaliklarin ortaya çikma
olasılığı daha fazladir.
LDL'ye kötü huylu denmesinin nedeni, karaciğerden aldığı kolesterolü hücrelere taşırken, bazen damar çeperlerinde düşürerek, kanda erime özelliği olmayan bu maddeciklerin birikmesine, plak oluşturmasına neden olmalarıdır. Oysa HDL, hücrelerdeki fazla kolesterolü alıp, safraya dönüştürülmek üzere karaciğere geri taşıma görevini üstlenmiştir. Ayrıca damarlara yapışmış olan kolesterolü de çekip alarak temizlemek yine HDL'ye düşer. Dolayısıyla HDL'mizin yüksek olması kolesterolün damarlarımıza yaptığı zararı azaltabilir. Ne yazık ki ülkemizde yapılan araştırmalarda, bizim HDL düzeylerimizin genetik olarak düşük olduğu ortaya çıkmıştır. (İdeal rakamlar kadınlarda <45, erkeklerde <35 mg/dl.dir.)
Kalp Damar Hastalığı Açısından Risk Faktörleri:
• Hipertansiyon
• Lipid (yag) metabolizmasi bozuklugu, Kolesterol yüksekligi
• Sigara
• Diyabetes mellitus (şeker hastalığı)
• Obezite
• Fiziksel aktivite azlığı ve sedanter yaşam
• İleri yaş
• Erkek cinsiyet
• Ailede koroner arter hastalığı öyküsü
• Tip A kisilik yapısı (mükemmeliyetçi, obsesif hirsli ve gergin kişilik)
• Östrojen eksikliği
• Alkol bağımlılığı
• Fibrinojen yüksekligi
• Ürik asit yüksekligi
• Belirgin beyin, ayak , böbrek veya şah damar hastalığının bulunması
Koroner arter hastalığı nedir?
Koroner arter hastalığında, kalbin yüzeyindeki kalp kasına gerekli oksijen ve besin maddelerini taşıyan damarlar (arterler) etkilenir. Kolesterol yüksekliği,sigara kullanımı,diyabet , yaşın ilerlemesi, fiziksel aktivite azlığı ve diğer birçok faktör, yumuşak ve esnek olan bu damarların sertleşmesine neden olur. Bunlar zamanla damar içine doğru büyür ve “plak” adını alırlar. Yeteri kadar büyümüş olan bu plaklar zamanla koroner arter kan akımını engeller. Ayrıca plaklar düz ve pütürsüz olan damar yüzeyini bozup, pürüzlü bir hal almasına neden olurlar. Bu pürüzlü yüzeyler pıhtı oluşumuna; bu pıhtılar ise zamanla kan akımını tamamen engelleyip aniden damarın tıkanmasına neden olabilir.
Koroner arter hastalıkları 40 yaş öncesi nadir görülürken, 40 yaş sonrasında artmaya başlar. Bu hastalıkların menopoz yaşına kadar kadın-erkek oranı 1/7 iken, menopoz sonrasında kadınlarda görülme riski artarak 60 yaşına geldiklerinde kadın erkek oranı eşitlenir.
Koroner arter hastalığının etkileri nelerdir?
Koroner arter hastalığında daralmış olan koroner arterlerde kalp kasına gelen kan miktarı damarın daralması oranında ciddi şekilde azalır. Yorgunluk, göğüste gerginlik, bası hissi, yanma, genellikle sol kola vuran ağrı, çeneye doğru yayılan ağrı şeklinde şikayetler, azalmış olan kan akımının göstergeleridir. Egzersiz ve stres gibi kalbin kan ihtiyacını arttıran durumlar bu şikayetleri başlatabilir ve dinlenildiğinde genellikle geçer.
Eğer koroner arter aniden tıkanır ise, kalbin o bölgesine kan akımı tamamen kesilir. Bu durumda bir miktar kalp kası kalıcı olarak zarara uğrar. Bu durum çoğunlukla geçmeyip uzun süre devam eden göğüs ağrısı ile birlikte olur ve miyokard enfarktüsü veya kalp krizi olarak adlandırılır. Enfarktüste kalp kası, skar dokusu adı verilen ve kasılma kabiliyeti olmayan bir doku şeklinde iyileşir. Eğer skar dokusu küçük ise iyileşme çabuk olur; geniş ise kalbin kanı pompalama kabiliyeti etkilenir, kalbin çalışma gücü azalır.
Koroner arterlerdeki daralmayı gidermek için ne yapmak gerekir?
Koroner arterlerde daralmaya neden olan plaklar genellikle arterin belli bir bölgesinde bulunur. Daralmış kısmın ilerisinde genellikle damar çapı normaldir. Koroner arter hastalığında ;tıkanıklığın anjio ile değerlendirilmesi sonrası balon yardımı ile balon anjioplasti (PTCA), stent uygulaması yada koroner arter by-pass cerrahisi uygulanmaktadır. Bu işlemler kardiyolg ve kalp cerrahlarının birlikte oluşturdukları konsey toplantılarında değerlendirilip karara bağlanması hasta açısından en uygun tedavi yaklaşım şeklidir. Yapılacak bu işlemler ile daralmış ve tıkanmış damarlara kan akımı sağlanarak kalp dokusunun canlılığı korunmakta, hastanın daha kaliteli yaşaması mümkün olmaktadır.
Koroner arter by-pass cerrahisi nedir?
Koroner arter by-pass cerrahisi bir açık kalp ameliyatı olup, bu ameliyatta vücudun başka bir bölgesinden alınan damarlar (venler veya arterler) yeteri kadar kan almayan koroner arterlere kan akımını sağlamak için kullanılır. Ameliyatta kullanılan arterler veya venler, bulundukları bölgelerden kolaylıkla serbestleştirilebilen ve çıkarıldıkları vücut bölgesinde kan akımını bozmayan damarlardır.
Kullanılan arterler; greftlere tipik örnek olarak, göğüs duvarının iç kısmında aşağıya doğru seyreden göğüs damarı (mammaria interna); venlere örnek olarak ise, bacak iç kısmında ayak bileğinden kasığa kadar derinin hemen altında seyreden safen venidir. Bazen gerekli durumlarda bacak arkasından veya koldan da venöz greftler hazırlanabilir. Yine arteryel greft olarak ön koldan radial arter, karın içinden mide arteri de greft amacıyla kullanılabilir.
Ameliyat sırasında arteryel ve venöz greftler kalbin yüzeyinde seyreden koroner damarlara direkt olarak birleştirilir. Böylece greftler köprü vazifesi görüp darlığın ilerisine kan akımı sağlarlar.
Koroner arter by-pass ameliyatları genelde, kalp akciğer makinesi kullanılarak gerçekleştirilir. Bu makine kanı oksijenlendirir ve vücuda belirli bir basınçta kan akımı sağlayarak kalbi durdurmayı mümkün kılar. Böylece koroner damarlara by-pass ameliyatı gerçekleştirilir.
Çalışan kalpte koroner by-pass;
Kalp kası zayıflığı ve diğer risk faktörleri olan yüksek riskli olguların oranı günümüzde giderek artmaktadır. Bu olgularda kalp – akciğer makinesi kullanmadan, yani kalp ve akciğeri durdurmadan , kalp çalışırken özel cihazlarla gerçekleştirilen koroner by-pass ameliyatları akciğer, beyin, böbrekler yönünden riskli hastalarda bu riski önemli ölçüde azaltmaktadır. İleri teknoloji ürünü olan bazı malzemelerin kullanımı, bu ameliyatların güvenli bir şekilde yapılmasını sağlamaktadır. Bu operasyonlar aynı zamanda hastaların iyileşme ve hastanede kalma süresinide kısaltabilmektedir.
Koroner arter by-pass cerrahisi ne sağlar?
Koroner arter by-pass cerrahisi kalp kasına gelen azalmış olan kan akımını arttırır. Bu fazla miktarda gelen kan akımı göğüs ağrısını (angina) ortadan kaldırır. Ayrıca yorgunluk ve çok ilaç kullanımını azaltır, hastaların kendilerini daha iyi hissetmelerini sağlar. Böylece hastaların hayat kalitesi artmış olur. Ağır koroner arter hastalığı olan kişilerde by-pass cerrahisinin;ateroskleroza neden olan risk faktörlerinin azaltılmasıda sağlandığında hastanın yaşam süresi üzerindede olumlu etkisi olmaktadır.
Koroner Arter Hastalarının Yaşamı Nasıl Olmalıdır;
Koroner damar hastalığında ; koroner damarları genişletici, kalbin yükünü azaltıcı, o bölgede pıhtı oluşmasını önleyici veya ateroskleroz üzerinde çok olumsuz etkileri olan kolesterolü düşürmeye yönelik ilaçlar doktor kontrolünde ve sürekli olarak kullanılmalıdır. Ne yazık ki, gerek koroner arter hastalığı tedavisinde kullanılan ilaçlar, gerekse balon ve bypass, damar hastalığını ortadan kaldırmamaktadır. Dolayısı ile koroner damarın aynı bölgesinde veya farklı bölgelerinde yeni darlıklar ortaya çıkabilir veya hafif olan darlıklar daha da ilerleyerek ciddi darlık haline gelip, probleme yol açabilir. Bundan dolayı hastaların risk faktörlerini uzaklaştırması, risk faktörlerine yönelik ilaçlarını düzenli kullanması, problemlerin erken saptanması açısından doktorunun önerdiği zamanlarda ve bunun dışında şikayeti olduğu her zaman, kontrollere gelmesi çok önemlidir.