KALP CERRAHİSİ İLERİ YAŞLARDA
GÜVENLE YAPILMAKTADIR
Son yüzyılda iyileşen yaşam koşulları sayesinde ortalama yaşam süresinin 47 yaşından 75 yaş civarına çıkması ile birlikte tüm toplumlarda yaşlı bireylerin gerek sayıları gerekse topluma oranları artmaktadır.
Dünya Sağlık Örgütü istatistiklerine göre günümüzde dünyada 60 yaşın üzerinde 600 milyon kişi yaşadığı bildirilmektedir. Bu sayının 2025 yılında iki katına çıkması ve 2040 yılında ise 1.3 milyar kişiye (o dönemin dünya nüfusunun % 14’ü) ulaşacağı hesaplanmaktadır. Başka bir istatistik bilgisi olarak Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada 80 yaş ve üzeri nüfus 2050 yılında 2000 yılındaki nüfusun 5,5 katı artarak 379 milyona ulaşacaktır. Gelişmiş ülkelerde son 50 yıldır ivmelenerek artan yaşlanan toplum sorunu günümüzde ülkemiz gündeminde de yer bulmaya başlamıştır.
Günümüzde, özellikle Batı toplumlarında, yaşam sürelerinin uzaması ve doğum hızının düşmesi ile birlikte yaşlı nüfus belirgin şekilde artmıştır. Dünya yaşlı nüfusunun, 2050 yılında, % 80’inin az gelişmiş ülkelerde yaşayacağı tahmin edilmektedir.
Yaşam süresinin, yüksek gelir gruplarında, düşük gelir gruplarına oranla, 20 yıl kadar fazla olduğu hesaplanmaktadır. Aynı şekilde 2050 yılında ölümlerin % 80’inin 60 yaşın üzerindeki kişilerde gerçekleşeceği hesaplanmaktadır. Günümüzde bir asır öncesine oranla 3 kat daha fazla 70 yaş üstü ve 10 kat daha fazla 80 yaş üstü insan bulunmaktadır.
Toplumdaki yaşlanma eğiliminden en çok etkilenen tıp dallarından birisi de kalp cerrahisidir. Yaşlı kişilerde en sık gözlenen ölüm nedeni geçmişte olduğu gibi açık ara hâlâ kalp damar hastalıklarıdır.
Günümüzde Koroner baypas cerrahisi halen yaşlılarda en çok yapılan kalp ameliyatı olmakla birlikte aort kapak cerrahisi ve aort diseksiyonu ve anevrizması da yaşlı hasta grubunda sıklıkla yapılan açık kalp cerrahi işlemleridir.
Kalp cerrahi merkezlerinde koroner baypas yapılan hastaların yaklaşık %40'ı 70 yaş üzerinde, %15'i ise 80 yaşın üzerindedir. Sadece yaş nedeniyle genel durumu elverişli olan olgulara koroner bypass cerrahi seçeneğini önermemek yanlış bir uygulamadır, 90'lı hatta daha ileri yaşlarda bile koroner baypas ameliyatı iyi bir değerlendirme ve teknik donanım ile cerrahi deneyimi yüksek olan merkezlerde güvenle yapılmaktadır.
Yaşlı hastaların ameliyat sonrasında çabuk toparlayabilmeleri ve biran önce günlük aktivitelerine geri dönebilmeleri için tüm önlemler alınmalıdır.En önemli nokta ameliyat öncesi dönemde hastanın her yönden ameliyata iyi hazırlanması ve bilgilendirilmesi gerekliliğidir. Yapılan bir çalışmada ; iyi bir şekilde ameliyata hazırlanıp operasyon sonrasıda tam donanımlı olarak takip edilen ileri yaşlı olgularda kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler % 12’den, % 2 düzeyine dek düşürüldüğü belirtilmektedir.
Bu olgularda hastanın genel durumu ,taşıdığı riskler, geçmişteki kötü alışkanlıklarına bağlı diğer organlardaki yıpranmalar ek olarak sorun çıkarabilmektedir. Yüksek riskli olgularda kalbi durdurmadan yapılan çalışan kalpteki ameliyatlar, küçük kesilerle yapılan ameliyatlar ve girişimsel tekniklerle yapılan kapak ameliyatlarıda hastada yüksek oranda başarı elde edilmesini sağlayan cerrahi işlemlerdir
80 yaş üzeri kalp damar hastalarında ameliyata bağlı risklerin daha yüksek olması, komplikasyonların daha sık gözlenmesine karşın bu grup hastada uzun dönem yaşam süresi beklenenden daha yüksektir. Yaşlı hastalarda kalp cerrahisinin temel amacı sadece yaşam süresini uzatmak değildir.Yaşam kalitesini arttırmak ana hedeflerden biridir. Seksen yaş üzeri kişilerde koroner baypas cerrahisi ile yaşam süresi ile birlikte yaşam kalitesindeki artış mevcuttur.
İleri yaş grubundaki hastalarda tedavi kararlarının temelde hasta, yakınları ve tedavi edici hekimler tarafından verilmesi en doğru ve akılcı izlenmesi gereken yoldur. Karar verme süreci sırasında tüm tarafların hastalığın seyri, yapılacak işlemin riskleri ve beklenen sonuçlar konusunda doğru bilgilendirilmeleri , ameliyat sonrasıda hastanın iyileşme seyrinin paylaşımının açık bir şekilde yapılması gerekmektedir.