Prof Dr Özalp Karabay
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi
Kalp Damar Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Kalp Damar Hastalıkları Yaşantımızı Tehdit Ediyor
Kalp ve damar sistemi hastalıkları, ölümün tüm dünyadaki en önemli nedenidir. Ülkemizde Ulusal Düzeyde Ölüm Nedenlerinin Temel Hastalık Gruplarına Göre sınıflandırması yapıldığında Kalp damar hastalıklarının % 47.7 oranı ile açık ara başı çektiği görülmektedir. Bu hastaların yaklaşık yarısında ölüm ani ölüm şeklinde gerçekleşmektedir. Bu ölümlerin en önemli nedeni kalbi besleyen damarlarda daralmalar ve tıkanıklıklar sonucu gelişen koroner arter hastalığına bağlı ölümlerdir. Yapılan çalışmalarda ani kalp ölümünün %80 oranında kalbi besleyen damarlardaki darlıklar ve tıkanmalar nedeniyle oluştuğu saptanmıştır. 2015 yılındatüm dünyada 20 milyon insanın sadece kalp damar hastalıkları nedeniyle kaybedileceği tahmin edilmektedir. Bunun yanı sıra kalp hastalıklarının görülme sıklığı ; hareketsizlik, sigara,kötü ve dengesiz beslenme gibi olumsuz yaşam tarzıylada yıllar içinde artığıda bir gerçektir.
Kalp bir saatte 4500 , bir günde 100 bin , bir yılda ise 40 milyon atım sayısı oluşturarak yaşam aktivitemizin düzenini sağlamaktadır. Tüm yaşantımız boyunca durmaksızın yoğun bir biçimde çalışan kalbimizin beslenmesini sağlıklı yapıdaki koroner arterler sağlamaktadır.
Kalp damar hastalığı oluşumu için gerekli risk faktörlerine sahip bireylerde , kalbin kendi besleyici damarları olan koroner damarların daralması veya tıkanması sonucu ortaya çıkan hastalık da koroner kalp hastalığı olarak adlandırılır. Koroner kalp hastalığının değişik klinik şekilleri olabilir. Koroner kalp hastalığının başlıca belirtisi göğüste hissedilen ağrıdır. Göğüs ağrısı çoğu kez efor durumunda ortaya çıkar. Bazen fazla yemeği takiben veya soğuk havalarda da göğüs ağrısı olabilir. Damar daralması veya tıkanmasının uzun sürdüğü durumlarda göğüs ağrısının şiddeti ve süresi daha fazla olur, bu gibi durumlarda hastalar için hayati tehlike söz konusudur.
Kalp Damar Hastalığı Gelişiminde Risk Faktörleri
1- Yaş (erkeklerde ≥45, kadınlarda ≥55)
2- Ailede kalp hastalığı öyküsü (birinci derece akrabalardan erkekte 55, kadında 65 yaşından önce koroner arter hastalığı öyküsü)
3- Sigara içmek
4- Yüksek kan basıncı (Hipertansiyon/ kan basıncı 140/90 mmHg’ ın üzerinde olması)
5- Hiperkolesterolemi (total kolesterol 200 mg/dl’ın üzeri, LDL-Kolesterol 130 mg/dl’ın üzeri)
6- Düşük HDL-kolesterol değeri (<40 mg/dl)
7- Diabetes mellitus
8- Şişmanlık
9- Stresle baş edememe
10- Fazla alkol tüketimi
11- Fiziksel aktivitenin az olması
12- Menopoz, özellikle erken menepoz
Yüksek tansiyon, sigara içilmesi veya kolesterol yüksekliği faktörlerinden herhangi birisinin varlığında hastalık riski 2 kat artıyorsa, tansiyonu yüksek olan bir kişinin sigara içmesi durumunda risk artışı 4 kat değil daha yüksek olmaktadır . Ayrıca günde 25 ve daha çok sayıda sigara içenlerin kalp damar hastalığına maruz kalma riski normal sigara içmeyen bireylere göre yaklaşık 5 kat daha artmaktadır. Ülkemizde sigara kullanımı ve özellikle erken yaşta kullanımı endişe verici boyutda olup erkeklerde kullanım oranı % 50,6 , kadınlarda % 16,6’ dır,
Sigaranın bırakılmasından sonraki 3 yıl içinde kalp krizi geçirme riskinin yarıya düştüğü, 6 yılın sonunda da riskin sigara içmeyen kişilerin düzeyine indiği klinik araştırmalar ile ortaya konmuştur. Sigaranın bırakılmasından sonra kalp hastalığı riskinde önemli azalma olmakta ve sigarasız geçen zaman arttıkça kalp damar hastalığı risk azalması daha fazla olur.
Değiştirilebilen risk faktörlerinden yüksek tansiyon zamanında tespit edildiğinde mevcut ilaçlar ve uygun diyet düzenlemesi ile etkili şekilde kontrol altına alınabilmektedir. Hipertansiyon kontrolü başarı ile yapıldığı zaman koroner kalp hastalığının önlenmesi bakımından oldukça yarar sağlanmaktadır.
Kolesterol yüksekliği de uygun beslenme programı ile kontrol edilebilir. Diyet düzenlemesi ile yeterli kontrol sağlanamıyorsa kolesterol düşürücü ilaçların yardımı ile kolesterol düzeyi normal sınırlar içine çekilebilir.
Sevdiklerimizin Ani Kaybedilmesi;
Toplumda bir yakını, akrabası ya da tanıdığı hiç beklenmedik bir şekilde aniden kaybedilen birçok insan bulunmaktadır. Bu ölümlerin bir kısmı uykuda olmuş ve hasta sabah uyanmayınca fark edilmiş, bazıları ise yakınlarının gözü önünde aniden fenalaşarak kaybedilmişlerdir. İlginç olarak bu kişilerin birçoğunun sigara kullanımı, ailede kalp hastalığı öyküsü, yüksek tansiyon gibi mevcut risk faktörlerinin varlığına rağmen, yakınları tarafından sağlığı tamamen yerinde olarak tariflenmesi ve ölüm öncesinde hiçbir yakınması bulunmadığının belirtilmesidir.
Ani kalp damar hastalıklarına bağlı yakınlarının kaybedilmesi tüm toplumlarda hep kaderci bir yaklaşımla ele alınmış, önlenmesi mümkün olmayan bir durum olarak değerlendirilmiş ve ölüm öncesinde hastanın acı çekmemiş olması, yakınları için bir teselli kaynağı olmuştur.: Ani ölüm de diğer birçok hastalık gibi önlenebilir ve tedavi edilebilir bir durum olduğundan günümüzde kalp damar hastalıklarına bağlı ölümlere karşı takınılan -hiçbir önlem almaksızın-kaderci yaklaşım, gerekli önlemlerle birlikte tedaviye başlanılması ve risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasıyla geçersiz hale gelmiştir.
. Ani kalp ölümünün engellenmesi, en başta koroner damar hastalıklarının engellenmesi ile mümkündür. Sigara, kolesterol yüksekliği ve tansiyon yüksekliği, kalp hastalığına neden olan ve önlenebilir ya da tedavi edilebilir risk faktörleridir. Bunun dışında kalp sağlığı açısından düzenli kontroller yaptırarak, tüm olumsuzlukları önlemek ve asgariye indirmek artık günümüzde mümkün olmaktadır.
Kalp Damar Sağlığımız İçin Spor
Dünyada ve ülkemizde kalp damar sağlığının önemi gittikçe artmaktadır.
Kalp damar hastalıkları çağımızın hastalığı olarak oldukça genç yaş grubundan tutun da yaşlı bireylere kadar toplumu tehdit etmektedir. Koroner kalp hastalığı veya kalp damar hastalıklarından korunmanın en önemli maddelerinden biri de düzenli egzersizdir. Düzenli egzersiz ve spor yapılması koroner kalp hastalığında değiştirilebilir risk faktörlerinden birinin ortadan kaldırılması anlamına gelir.
Kilo kaybını sağlaması, kan basıncı kontrolünü kolaylaştırması, diyabette kan şekeri kontrolünü iyileştirmesi, kan lipitlerini olumlu olarak etkilemesi kalp-damar sağlığı açısından yararlı etkilerdir. Bunun en iyi delili ise ; kalp krizi sonrası izlemeye alınan hastalarda egzersizin ölüm riskinde %31 azalma sağlamasıdır.
Son yıllarda sportif aktiviteler sırasında beklenmedik ani ölümlere sık rastlanılmaktadır. Gençlerde spora bağlı ani ölümler; şaşırtıcı ve trajik olaylardır. Sporculardaki ani ölümlerin % 70–80 nedeni kalbi besleyen koroner damarlardaki kolesterol içeriği yoğun plakların yoğun sporun getirdiği strese bağlı olarak yırtılması ve sonuçta kalp krizi geçirilmesidir. . Yoğun stres altındaki rekabet sporları yapan sporcularda adrenalin seviyesi yükselir ve bunun içine bazı ilaç kullanımları da eklendiğinde bu plaklar yırtılır. Bu plak yırtıkları pıhtılaşarak aniden damarların tıkanmasına neden olabilir. Bu da kalp krizinden ölümleri beraberinde getirir. Futbol, basketbol gibi rekabet gerektiren sporlar genç sporcular için çok daha fazla risk taşımaktadır.
Ani ölüm riski halı saha maçlarında da bulunmaktadır. Halı saha maçlarında kalp krizine bağlı ani ölümlerin ortaya çıkmasının nedeni, oyuncuların profesyonel sporcu olmamalarıdır. Haftada bir kez halı sahada maç yapan amatör sporcular yeterli kondisyona sahip değil, düzenli olarak spor yapmıyor ve hareketsiz yaşıyor. Bu hareketsizlik, haftada bir yapılan maç ile yüksek adrenalin deşarjını ve kalp krizinden ölümü getiriyor. Gençlerin halı saha maçlarında kaybedilmesinin altında; sportif aktivite sırasında oluşan ani fiziki ataklara bağlı
damar içindeki stres yüzünden damar çeperindeki aterosklerotik kolesterol plaklarının yırtılması ve kalp krizi oluşum patolojisi yatmaktadır.
Damar içinde plak yırtılması sonucu pıhtı ile tam tıkanma
Gençlerde sportif aktivitelerde ortaya çıkan ani ölümler erkeklerde kızlara oranla daha fazladır. Bu risk yaşla birlikte artmakta ve otuz yaş üstünde 100 kata kadar çıkmaktadır. Özellikle dayanıklılık isteyen sporlara başlamadan önce kalbin kontrol ettirilmesi gereklidir,
Önerilen spor türleri tempolu yürüyüş, yüzme, bisiklete binme, hafif tempolu koşma gibi egzersizlerdir.
Kalp krizinde gençler yaşlılara göre daha şanssız
Yaşlandıkça damarlar arasında ‘köprü damarları’ oluşmaktadır. Bu durumda kalp, herhangi bir damar tıkanmasında diğer damardan kan alarak beslenmeye devam edebilmektedir. Gençlerde böyle bir yapı oluşmadığı için krize hazırlıksız olan kalp aniden durup, ölüme sebep verebilmektedir. Kişiyi hayatta bırakan bu ortamlar 50 yaşından sonda gelişmektedir. Ancak gençlerin kalbi buna hazır olmadığı için kriz ile birlikte ölüm ortaya çıkmaktadır. Kalp krizi olduğu zaman 50 yaşındaki bir insan hastaneye yetiştirilebilirken, daha genç bir kişi hastaneye ulaştırılamadan hayatını kaybetmektedir. Çünkü yaşlıları hayatta bırakan kalbi krize hazırlayan köprü damarları gençlerde bulunmamaktadır
Sonuç olarak sağlık için spor şarttır. Bunu sağlamanın yolu sporu yaşamımızın bir parçası olarak kabul etmektir. Ama unutmamalıyız ki bunu da ancak sağlıklı bir kalple gerçekleştirebiliriz.