Cevap:
Kadınlarımız Kalp Damar Hastalıkları Açısından Büyük Risk Altında
Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kardiyovasküler hastalıklar ölüm nedenleri arasında açık ara ilk sırayı almaktadır. Kalp hastalıklarından ölümlerin son 20 yıldır erkeklerde azalma eğilimine girmesine karşın, benzer gelişmenin kadınlarda yaşanmaması durumun ciddiyetini ortaya koymaktadır.
ABD’de yapılan bir ankette kadınlara “kendiniz için sağlıkta en büyük risk faktörü olarak neyi görüyorsunuz” sorusuna verilen cevaplarda meme kanseri birinci, rahim ve genital organ kanserleri ikinci, kalp damar hastalıkları da üçüncü sırada yer almıştır . Kadın yaşamında gerçek ise tamamen farklı olup , yaklaşık olarak her 30 kadından birisi meme kanseri nedeniyle yaşamını yitirmekte iken buna karşılık her 30 kadından 12 sinde ise kalp damar hastalıkları ölüm nedeni olarak ilk sırayı açık farkla almaktadır.
Kardiyovasküler hastalıklar koroner arter hastalığı, hipertansiyon, inme, kalp yetersizliğini kapsamakta olup bu hastalıklar kadınlarda 55 yaş üzerinde artmaya başlamaktadır. Araştırmalar dünyada ve Türkiye’de kardiyovasküler hastalıkların gelişmesinde en önemli rolü oynayan obezite ve diyabetin erken yaşlardan itibaren artmaya başladığını göstermektedir. Obezite kadınlar için erkeklere göre daha ciddi bir sorun ve görülme sıklığı 45- 65 yaş arasında en yüksek seviyeye çıkmaktadır. Obezite ile birlikte hipertansiyon, diyabet, kalp ve damar hastalıkları görülme riski de artmaktadır.
Koroner arter hastalığı semptomları kadınlarda erkeklere oranla 10 yıl gecikmeli olarak özellikle menopozdan 5- 6 yıl sonra görülmeye başlıyor. Erkeklerde ise daha erken, 40’lı yaşlardan itibaren görülmektedir.
Östrojen Kadınları Kalp Krizinden Koruyor
Kadınlardaki östrojen hormonunun damarlar üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır.Östrojen kolesterol mekanizmasını etkileyerek damar sertliğini azaltıcı etkiyi oluşturmakta ve bu olumlu etkilere bağlı olarak, kadınlarda doğurganlık dönemlerinde, yani östrojen hormonunun yüksek olduğu dönemlerde koroner damar sertliği ve koroner damar tıkanıklıkları ile ilgili kalp krizi gibi komplikasyonlara çok ender rastlanmaktadır.
Östrojen hormonu kanın yağ metabolizmasını olumlu etkileyerek, damar duvarında, koroner hastalığı başlangıcını önlemektedir. İyi huylu kolestrol miktarını artırıp, kötü huylu kolestrol miktarını azaltmakta ,böylece damarın iç tabakasında oluşacak yağ birikimlerini engelleyip, damar tıkanması, damarda yırtıkların meydana gelmesi gibi sorunların gelişimini minimalize etmektedir. Östrojenin etkisinin azalmasıyla koruyucu etki ortadan kalkmakta kilo alımı hızlanmakta ve östrojen hormonunun etkinliğinin azalmasına bağlı olarak kadınlarda kalp damar hastalıklarında artış gözlenmektedir.
Kadınlarda ilginç olarak kalp hastalıklarına karşı biliçlilik ve farkındalık az olup menopoz sonrasında kilo alma, kolesterol yüksekliği, kan basıncında yükselmede kalp damar hastalıklarının gelişmesinde önemli katkısı olmaktadır.
Tüm bunlar sonucunda kadınlarda kalp hastalıklarında ciddi oranda artış olmakta ve özellikle menopoz sonrasında kalp ve damar hastalıklarının görülme sıklığının erkeklere yakın düzeye gelmesi kaçınılmaz olmaktadır.
Ülkemizde kadınlarda 30'lu yaşlardan itibaren, kalp hastalıklarına zemin hazırlayan diyabet, obezite ve hipertansiyonun görülme sıklığının artmasıyla paralel olarak kardiyovasküler problemler hızla artmaktadır. Menopoz sonrasında kilo alma, kan basıncında yükselme, kandaki kolesterol değerlerinde artış gibi kalp damar hastalıklarına zemin hazırlayan önemli değişiklikler olmaktadır. Kadınlar bu nedenlerden dolayı, kalp damar hastalıklarına karşı daha savunmasız olmakta , özellikle menopozdan önce kadında şeker hastalığı varsa, sigara kullanıyorsa ya da obez ise , menopoz sonrasında kalp damar hastalıkları sorunu yaşama olasılığı daha da artmaktadır. Kalp hastalıkları açısından 40'lı yaşlara kadar erkeklerin kadınlara göre en az 3-4 kat daha fazla yüksek risk altında olmasına rağmen menopoz sonrasında bu fark saydığımız bu olumsuzluklar nedeniyle kadınlar aleyhine kapanmaktadır.
Kadınların damar yapılarının erkeklere göre çok daha ince olup özellikle çok sigara içen kadınlarda damar daralmasının yanı sıra damar yapısınında bozulması nedeniyle kalp krizi riski artmaktadır.Ayrıca kalp damar hastalığı bulunan kadınlarda stent, balon veya by-pass gibi tedaviler sonrası komplikasyon gelişme ya da damarların tekrar tıkanması riskinin erkeklere göre daha fazla olmaktadır. Kalp damar hastalıkları, kadınlardaki ölümlerin yaklaşık yarısından sorumlu olup kadınlardaki tüm kanser ölümlerinin neredeyse iki katı kadar bir oranda gerçekleşmektedir.
Kalp Damar Hastalığı Farkındalığı Kadınlarda Çok Düşük
Kadının, kalp damar hastalıklarına karşı farkındalığının az olmasına bağlı olarak hekime başvurma ihtimalide düşük olmakta ve günün yoğun temposu içinde , kadının kalp ve damar hastalıklarının belirtilerini menopoz bulgularıyla, yorgunlukla, stres ya da gerginlikle karıştırabilmektedir. Ayrıca kadınlarda kalp hastalığının belirtilerinin erkeklere oranla daha silik olması kadınların farkındalığını azalttığı gibi doktorların bile kadınlarda kalp hastalığı olabileceğini düşünme ihtimalleri erkeklere göre daha düşük olabilmektedir.
Erkek bir hasta sol kolunda uyuşma, göğüste sıkıntı gibi tipik şikâyetlerle acil servise başvurduğunda öncelikle kalp krizi akla geliyor iken aynı şikâyetler bir kadında olduğunda sinirlerinin yorulmuş olduğunu öncelikle düşünebilmektedir.Yapılan bir çalışmada kalp krizi ile hastaneye gelen kadınlara yeteri kadar ilgi gösterilmediği ve erkeklere kıyasla 13 dakika daha geç müdahale edildiği saptanmıştır. Hastanede yapılan işlemler açısından olduğu kadar ilginç olanda bu ayrımcılığı yalnız erkekler değil kadınların kendisi tarafından da yapılmasıdır. Kadınlar, genel olarak şikâyetlerinin kalplerinden olacağını düşünmemekte ve kalp şikâyetleri olanların sadece % 35’inin aklına kalp geldiğini geri kalan üçte ikisinin başka hastalıklardan şüphelendiklerini araştırmalarda ortaya konulmuştur.
Kalp Krizi Belirtileri Kadınlarda Farklıdır
Kalp krizi geçiren kadınlarda, erkeklerde olduğu gibi şiddetli göğüs ağrısı belirtisi dışında farklı belirtiler olduğu için kadınların yüzde 52’si erkeklere oranla 15 dakika daha geç hastaneye gitmektedirler.
Kadınlarda kalp krizinin ardından hastaneye geç gidilmesi ve tedavinin gecikmesinin kalıcı hayati zararlara yol açması nedeniyle kalp krizini erken fark etmek ve tedaviye bir an önce başlamak kadın sağlığı açısından çok önemli rol oynamaktadır.
Kadınlarda kalp krizi belirtisi stres, sıradan bel ağrısıyla,kas ağrısı ile karıştırılabileceği için aşağıdaki durumlarda kalp krizi olabileceği düşünülmelidir.
Vücudun üst kısmında rahatsızlık , çene veya boyun ağrısı
Sutyen hizasında, çenede, sırtta, boyunda ve omuzdaki ağrılar
Yorgunluk, halsizlik hissi günlük yoğun tempodan kaynaklanıyor olabilir ancak kalpten kaynaklı bir sorunun işareti de olabileceği akla getirilmelidir.
Uyku bozukluğu , uyku apnesi üst solunum yolunu tamamen ya da kısmen bloke eder. Bu da nefes almada durmaya, pompalanan kanın azalmasına neden olur. Bu durum 4-5 yıl içinde kriz geçirme ve ölüm riskini yüzde 30 artırır.
Bulantı, kusma, hazımsızlık, mide ekşimesi , sıkıntı hissi
Nefessiz kalmak; kalp krizi kalbin pompalama fonksiyonunu olumsuz etkilediği için nefes almakta güçlük çekilir.
Şikâyetlerin kansızlıkla birlikte olması (küçük damarlardaki oksijen sunumunu azaltacağından) daha önemlidir.
Sinirlilik, tedirginlik hissi; kalbin hızlı atması ve terleme, ruh haliyle ilgili olduğu kadar kalp krizinin sinyallerinden biri de olabilir. Ortada tedirgin ve sinirli olmanızı gerektiren bir durum yoksa ve kalp damar hastalığı açısından risk faktörlerine sahipsek kalbin değerlendirilmesi uygun olur.
Ev kadınının kalp krizi geçirme riski çalışan kadına göre daha yüksek!
Hareketsiz yaşam ev kadınlarının kalp damar hastalığı açısından daha ciddi risk taşımalarına neden olmaktadır. Sportif olmayan ve hareketsiz bir yaşam süren ev kadınları daha fazla kilo sorunu yaşadıkları, daha hipertansif oldukları, yüksek kolesterol düzeylerine sahip olmaları nedeniyle kalp krizi geçirme riski çalışan kadınlara göre daha yüksek olmaktadır..
Sağlıklı Yaşam Önerileri;
Yaşam süresinin uzamasına bağlı olarak mevcut risk faktörlerinin görülme sıklığıda artmaktadır. Kalp Damar Hastalıklarından korunmada alınabilecek önlemler:
Yaşam tarzının düzenlenmesi, yoğun diyetler yerine sürekli sağlıklı beslenme seçenekleri kullanıp bunu yaşam biçimi haline dönüştürülmesi.
Çocukluk döneminde damak tadı gelişmeden sağlıklı bir diyet alışkanlığı kazandırılması
Hastalık tanısından sonra gerekli önlemlerin titizlikle alınması.
Doymuş hayvansal yağların az tüketilmesi.
Sakatatlardan uzak durulması
Fazla tuz ve şeker tüketiminden kaçınılması
Şişmanlık ve hareketsizlikten uzak durulması.
İdeal kilonun sağlanması .
Antioksidan içeren meyve ve sebzelerin daha çok tüketilmesi.
Katı yağlar yerine zeytin, ayçiçek yağı kullanımı.
İşlenmiş ve hazır gıdalardan kaçınılması.
Lifli ve tahıllı besinler tüketilmesi.
Haftada en az 3 gün 20-30 dakika tempolu yürüyüş yapılması.
Sağlıklı ve düzenli beslenme alışkanlıklarının edinilmesi.